Kadınlar…Çocuklar…

 Son yıllarda artan kadınlara,çocuklara şiddet,taciz,tecavüz ve cinayetler..


Açıkcası ben kadın ve çocukların korunması değil buna hiç gerek kalmaması taraftarıyım.Yani kadın ve çocuklar dünyaya gelen her bireyin doğal hakkı olan yaşam hakkına hiç kimsenin korumasına ihtiyaç olmadan özgürce sahip olabilmelidir.Tabi burada çocuklar için en başta aile koruması şarttır diye bir ekleme yapmak isterim.Bahsettiğim ve bahsedeceğim şeyler başta bakış açımızı değiştirmemizle ilgili.Peki günümüzde bu kadar çok şiddet,tecavüz,taciz ve cinayet suçlarının en büyük sebepleri nelerdir?Bugünlere nasıl geldik?Bunlar nasıl biter?Bireysel olarak ne yapabiliriz?Bahsettiğim “hiç gerek kalmaması” nasıl mümkün olur?


Öncelikle günümüzdeki temel sorunlardan birinin had bilme olduğunu düşünüyorum.O kadar çok insan haddini,durması gereken yeri,sınırlarını,saygı duymayı bilmiyor ki her şeyi kendine hak görüyor.Bugün hemen hemen herkes her yerde bir kişisel alana müdahaleye hak ihlaliyle karşılaşabiliyor.Basit bir örnek verecek olursak herhangi bir kadın iki sokak ilerdeki markete gidiyor ve o iki dakikalık yolda bile bahsettiğim her şeyi kendine hak gören hadsizlerin sözlü veya fiziksel tacizlerine maruz kalabiliyor ve artık bu sadece kırsal kesimlerde değil metropollerde en burada olmaz denilen yerlerde bile bu şekilde.Bir başka örnek ise çocukları tek başlarına kapının önüne bile çıkaramadığımız bir noktaya gelmiş olmamız.90’larda çocuk olanlar iyi hatırlar hepimizin çocukluğu sokaklarda oyun oynayarak geçti..Belki o zaman da kötü niyetli insanlar vardı belki zarar gören bir kesim de vardı ama hiç bu kadar bu raddede yüzsüzleşmemişlerdi.Şimdi ise hiç bir ebeveyn çocuğunun kapısının önüne bile çıkmasını tercih etmiyor çünkü bu bahsettiğim kesim çocuklara her türlü zararı verebilir.2 yaşında çocuğa tecavüz edebilen,6 yaşında çocuğu acımasızca öldürebilen,sistematik olarak yıllarca çocuklara hem psikolojik hem fiziksel şiddet uygulayabilen herkes her türlü kötülüğü yapabilecek potansiyeldedir.

Peki bu suçların sebepleri neler olabilir?Nasıl geldik bu günlere ?

Kırsal kesimlerden başlarsak ilk olarak eğitim ve farkındalık eksikliği,sosyal medya ve televizyon kanallarının bu kesimlerdeki insanları yani eğitim seviyesi,farkındalığı düşük kişilere etkilerinin olumsuz olması diye başlayabilirim.Eğitim seviyesi ve farkındalığı düşük bölgelerde yetişen,sosyal mecralarda bambaşka hayatlar gören,cinsellikle sapıklığı karıştıran,kendinde hayvanlara bile tecavüz etme hakkı gören,kendinde kendisinden daha güçsüz herhangi bir canlıya zarar verme hakkı gören,cinsel açlık ve cinsel bilinçsizlik ve eğitimsizlik içindeki insanlar yaş aldıkça daha da kötü şeyler yapma potansiyeline sahip olabiliyor.Bugün bir hayvana tekme atan bir hayvana tecavüz eden biri yarın bunu 2 yaşındaki bir çocuğa yapacaktır ertesi gün 10 yaşında bir çocuğa sonraki gün 15 sonraki gün 18 sonra eşine komşu çocuklarına ve peşi sıra gelen cinayetler..Çok eskiye gitmeye gerek yok 10 15 yıl öncesine bakalım..

Hatırlarsınız Özgecan cinayetinde Münevver cinayetinde bütün ülke ayağa kalkmıştı günlerce hatta aylarca hiç kimse bu olayların etkisinden çıkamamış ve hiç gündemden düşmemişti.Bir de günümüze bakalım daha 1 hafta önce 8 yaşında bir çocuk öldürüldü,her gün birden fazla kadın cinayeti,bir sürü şiddet haberleri,taciz,tecavüz ve daha bilmediğimiz duymadığımız bir çok acı..Normalleştiremeyiz,normalleştirmemeliyiz hiç bir çocuğun,hiç bir kadının hayatı bir dakikalık bir haberle geçiştirilmemeli yada reyting malzemesi yapılmamalı bu tarz olaylardaki cezalarda iyi hal diye birşey olamaz,olmamalı..


Eğitim seviyesi düşük bölgelerde köy enstitülerinin revize edilerek tekrar yapılanması gerektiğini düşünüyorum,bu bölgelere özellikle farkındalık eğitimleri,kadınlara,çocuklara ve tüm canlılara nasıl davranılması gerektiğini öğreten eğitimler,dini eğitimler(sadece dua ezberi yaptıran değil gerçekten dini her yönüyle tanıtan ve aşılayan),etik değerler eğitimleri,cinsellik eğitimleri,suça karışmamış ama az ya da çok suç potansiyeli görülen insanlar için rehabilitasyon ve bir takım iyilik hareketleriyle özümüze insanlığımıza dönülebileceğine inanıyorum.Biliyorum çok zor ve çok ütopik görünüyor ama hukuki boyut dışında yani cezaların bir ömür olması,iyi halin bu tip olaylarda asla olmaması dışında bunların önlenmesinde çok etkili olabileceğine inanıyorum.


Bir de dip not eklemek isterim lütfen şeriatın ne olduğunu bile bilmeden kızgınlığını şeriat gelsin idam gelsin diye ifade eden insanlar, biliyorum kızgınsınız ve bu şekilde ifade ediyorsunuz bir kısmınız da provakatör tabi ama lütfen lütfen iyi niyetli kesim daha dikkatli söylemler de bulunun.Şeriat ya da idam ülkemizi 100 yıl geri götürür ve çok tehlikeli buluyorum bu söylemleri yapmayın.


Neyse gelelim daha büyük şehirlerde yapılabileceklere yani eğitim seviyesi nispeten daha yüksek ama buna rağmen suç oranları düşmemiş aksine her gün artan yerlere..Öncelikle bahsettiğim bölgelerden ülkenin batısına kesin göç şartları gelmeli yani sadece her kafasına esen İstanbulun taşı toprağı altındır diyerek buraya gelmemeli..Burda belli başlı işlerde bir istihdamları yoksa belli başlı işlerde ticari girişimleri yoksa burada ne işleri var bu ilk önlem olabilir İstanbul bir örnek tabi tüm şehirler için geçerli.


Sonra kadının ve çocuğun zerre kadar önemi ve değeri olmayan eğitimsiz ülkelerden gelen kontrolsüz göç özellikle 15-60 yaş arası erkek göçleri büyük şehirler için suç oranlarının yükselmesinde başka bir sorundur.Bunlar engellendiği hali hazırda olanlar ait oldukları yerlere gittikten sonra kadın ve çocukların güvenle yaşayabilmeleri için belediyelere hatta muhtarlıklara bile çok iş düşüyor.Belediyelerin de en küçük birim olan muhtarlıkların da farkındalık çalışmaları,eğitimleri bizi özümüzdeki insanlığa döndürmede bir adım olabilir.Tabi burada bahsettiğim yapmış olmak için göstermelik yapmak değil gerçekten donanımlı kişilerle,gönül verenlerle yapmak.

Hep eğitim seviyesi düşük kesimden bahsettim peki Eğitimli,kültürlü,işi gücü olan insanların hatta ülkemizde bir işletme sahibi,yöneticisi,bir şirketin önemli kadrolarında olan insanların da bu tarz suç potansiyeli ya da bu tarz suç işlemişliği olan yok mu elbette ki var.Bu tarz kişilerin yetişkinlikte kendini saklama,bu potansiyellerini ortaya çıkarmama ihtimali daha yüksek olsa da genellikle çocukluklarında anlaşılabilir olduğuna inanıyorum.Çocukluklarında ergenliklerinde arkadaş veya ailelerinden herhangi birine karşı bu suç potansiyelini ortaya çıkarabilecek küçük gibi görünse de muhakkak bir şey yaptıklarını düşünüyorum.Burada da ailelere çok fazla sorumluluk düşüyor.Yani aman benim oğlum yapmaz yok öyle olmamıştır oğlum aslanım kaplanım,erkektir yapar diye diye çocuk yetiştirmenin doğru olmadığını çocuğunuzda en ufak bir şiddet eğilimi,öfke problemi,cinsel açıdan birilerinin kişisel alanına giren en ufak bir yanlış davranış yada durumla karşılaşıldığı yada farkedildiği an psikolojik destek ve rehabiliteden utanılmaması sizi ilerde çok daha büyük vicdan azabından ve çok daha büyük utançlardan koruyabilir.Hem kendi çocuğunuzu hem de zarar görebilecek insanları en başından korumuş ve kurtarmış olursunuz.çocukluğunda sorunsuz olup yetişkinlik döneminde bu tarz suç potansiyeli ortaya çıkan kişiler de vardır her ne kadar ben yetiştirilme tarzı,çocukluk döneminde sık gördüğü,izlediği,duyduğu yani bilinçaltına işlenen şeylerin etkili olduğunu düşünsem de istisna olarak çok düzgün bir çocukluk geçirmiş bir bireyin suç potansiyeli milyonda bir olsa da olabilir elbette ki.


Her seviyeden insanın anlayabileceği şekilde açıkca;


Kişinin kendi rızası olmadan kişiye dokunmak tacizdir.Suçtur.


Kişinin kendi rızası olmadan kişi ile cinsel ilişki tecavüzdür.Suçtur.


Her bir bireyin istediği saatte istediği kıyafetle istediği yere gitme hakkı vardır.Bu hakkını kullanırken kişisel alanlarına yapılan her bir müdahale psikolojik şiddettir.Suçtur.


Kişi rıza verecek durumda değilse(zihinsel engeli olabilir,bir hastalık durumu olabilir,alkol almış olabilir vb.)kişiye dokunmak tacizdir.Suçtur.


Kişi rıza verecek durumda değilse kişiyle cinsel ilişki tecavüzdür.Suçtur.


O saatte orada ne işi varmış,alkol almasaymış,gece dışarı çıkmasaymış,o eteği o şortu giymeseymiş orda gezmeseymiş diye birşey yok sene 2024 ve sokaklar sizin tapulu malınız değil isteyen istediğini giyer istediği saatte istediği yere gider hepimiz bu dünyaya bir kere geldik sizin kolayca yargılanmadan başıma birşey gelir mi diye endişelenmeden yapabildiğiniz bu denli basit şeyleri herkesin yapma hakkı vardır yargılamamayı,saygılı olmayı öğrenmelisiniz!


18 yaşın altındaki herkes çocuktur.Çocuklar rıza veremez!Çocuğun rızası diye bir şey yoktur.Çocuklara yapılan her cinsel içerikli eylem suçtur!


Kişiden izinsiz,habersiz fotoğrafının videosunun çekilmesi suçtur.


Kişiden izinsiz,habersiz (kendi size göndermiş olsa bile)fotoğraflarının,videolarının sosyal mecralarda kullanılması,paylaşılması suçtur.


Kişiden izinsiz,habersiz kişisel bilgilerin paylaşılması,kullanılması suçtur.


Tüm bunlar kullanılarak kişiyi tehdit etmek şantaj yapmak suçtur.


Herhangi birine herhangi bir yerde sözlü yada fiziksel tacizde bulunmak suçtur.


Faili korumak suçtur.


Hayvanlara vurmak suçtur.


Hayvanlara tecavüz etmek suçtur.


Suçu gizlemek,mağduru suçlu göstermeye çalışmak güvenlik güçlerini yanlış yönlendirmek suçtur.


Hukuki boyuttaki bir olayda yalan beyan vermek suçtur.

 

Şiddet suçtur.


Sizden ayrılmak isteyen bir kadını rahatsız etmek tehdit etmek ve zarar vermek suçtur.


Aile olmak,çocuk sahibi olmak sadece cinsel dürtülerle,cinsel bilinçsizlik yüzünden olmamalı.Çocuk sahibi olmak için belirli bir seviyede ve psikolojik durumda olabilmek önemlidir.Bazı psikolojik testler ve görüşmeler belediyeye nikah için başvuran herkesten istenmelidir.


Hali hazırda çocuk sahibi olan insanlar belirli aralıklarla yetkililerin oluşturacağı psikolojik destek ekipleri tarafından düzenli olarak kontrol edilmelidir.


Şiddet,taciz,tecavüz,kadın,çocuk cinayetleri için cezalar ağırlaştırılmalı ve iyi hal tamamen bu cezalardan kaldırılmalıdır.


Kendinden fiziki olarak daha güçsüz,savunmasız birine zarar vermek erkeklik değil acizliktir.Gerçek güç kendinden daha güçsüz bir canlıyı koruyup kollayabilmektir.


Susmayın!Şiddet mağduru olmanız,tacize,tecavüze uğramanız sizin suçunuz sizin utancınız değil! Susmayın… Bunları sizlere yaşatanlar suçludur,Utanması gereken onlardır,kim ne derse desin asla susmayın!


Aileler çocuklarınıza susmayı,mağdur olduklarından utanmayı,suçlu hissetmeyi değil susmamayı haklarını savunmayı öğretin! 


O saatte orada ne işi varmış,ne giymiş diye sormayı bırakın bu nasıl olur kimin haddine diyerek sonuna kadar mağdurların hakkını savunmayı öğrenin.


Merhameti,paylaşmayı ve en önemlisi sevmeyi öğrenin öğretin.Hepimizi sadece saf sevgi kurtarabilir.


Yaşadığımız bu güzel toprakları daha güvenli daha huzurlu daha eğitimli daha verimli bir hale hep birlikte getirebiliriz.Çok geç dediğinizi duyar gibiyim inanın değil hiç bir zaman geç değil…


Ben tek başıma ne yapabilirim demeyin sizin farkındalığınız kendi çocuklarınızı,çocuklarınızın farkındalığı onların çocuklarını ve neticede geleceğimizi şekillendirecektir.


Sevgili haber kanalları,medya çalışanları sizler de bugüne kadar yaptığınız haberlerin tarzını değiştirmelisiniz diye düşünüyorum.Sizlerin etkisi çok büyük ve bu konuda sizlere çok önemli görevler düşüyor.


Sosyal medya kullanımı ve hassas içerik paylaşımlarıyla ilgili de önlemler alınmalı.


Bu yazımda bahsettiğim durumları yaşamış ne yapacağını bilmeyen,ihtiyacı olan her kadın her çocuk başta olmak üzere desteğe ihtiyacı olan herkesin Allah ömür verdiği,nasip ettiği sürece yanındayım elimden geleni yapmaya devam edeceğim.Bana çekinmeden ulaşabilirsiniz.


Son olarak bu yazım tüm yetkililere ve belediyelere açık çağrımdır.Sizlerin akrabası,yakını,yandaşı değilim,değiliz.Şahsen siyasete girme kararı alırsam bir gün o güne kadar partili ve taraflı olmak gibi bir niyetim de yok İA danışmanlık olarak biz tarafsız,donanımlı,eğitimli,vizyonlu,ülkesini seven,üreten sevgi dolu Türk gençleriyiz bu konular başta olmak üzere ülkemiz ve vatandaşlarımızın yüksek faydası için bir çok projemiz var,hep birlikte çok şey yapabiliriz.


Hayvanları koruma konusuna da bir sonraki yazımda değineceğim.


İyi niyetli ve merhametli insanlar sizi seviyorum,siz de kendinizi daha çok sevin inanıyorum ki çoğalacağız…Hepimizi sadece saf sevgi kurtarabilir..



Saygı ve sevgilerimle…



İA Danışmanlık Ltd Şti 

Kurucu

İrem Aydoğan

0533 580 59 38

iremaydoganedu.consultancy@gmail.com


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurucumuz ve Yöneticimiz

İş Hayatında Kadınların Önemi ve Yaşadığı Sorunlar